DNA'nın çift sarmal yapısını keşfederek modern biyolojideki en önemli devrimlerden birine imza atan Nobel Ödüllü bilim insanı James Dewey Watson, 97 yaşında yaşamını yitirdi. Watson'ın ölümü, 6 Kasım 2025 tarihinde New York Eyaleti'ndeki East Northport kasabasında kaldığı huzurevinde gerçekleşti. Ailesi, ölüm haberini 7 Kasım’da kamuoyuna duyurdu.
Watson’ın Bilim Kariyeri ve DNA Keşfi
1928 yılında Chicago, Illinois'te dünyaya gelen James Dewey Watson, 1953 yılında Francis Crick ile birlikte DNA'nın çift sarmal yapısını keşfederek genetik biliminin temellerini değiştiren bir çalışmaya imza attı. Bu buluş, kalıtsal bilginin nesilden nesle nasıl aktarıldığını anlamada önemli bir adım oldu ve modern biyoloji ile tıpta köklü değişiklikler yarattı. Watson ve Crick'in bu çığır açıcı çalışması, 1962 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü ile taçlandırıldı. Watson, kariyeri boyunca Cold Spring Harbor Laboratuvarı'nın yöneticiliğini de üstlenmiş ve burada birçok önemli genetik araştırmaya imza atmıştır.
İnsan Genomu Projesi ve Tartışmalı Görüşler
Watson, 1988'den 1992'ye kadar insan DNA'sını haritalamayı amaçlayan İnsan Genomu Projesi'nin yöneticiliğini üstlenmiştir. Ancak, bilimsel başarıları zaman zaman ırkçı görüşleriyle gölgelenmiştir. 2007 yılında Londra'daki Sunday Times dergisine verdiği bir mülakatta, "Afrika'nın geleceği konusunda doğası gereği karamsar" olduğunu belirtmiş ve bu görüşleri geniş bir tartışma yaratmıştır. Watson, siyahi bireylerle ilgili olarak, sosyal politikaların zekanın eşit olduğu gerçeğine dayanmadığını iddia etmiş ve bu nedenle eleştirilmiştir.
2019 yılında bir televizyon belgeselinde, görüşlerinin değişip değişmediği sorulduğunda "Hayır, hiç değişmedi" demesi, bilim camiasında daha fazla tartışmaya yol açmıştır. Watson, 1990'larda Richard Herrnstein ve Charles Murray'in "Bell Eğrisi" adlı kitabını savunarak, genetik temelli bir zekâ teorisi üzerine tartışmalara katılmıştır. Kitapta, Afrikalı Amerikalıların zeka düzeylerinin daha düşük olduğuna dair argümanlar yer almaktadır. Watson, bu görüşleri destekleyerek genetik farklılıkların belirli insan ırklarına özgü eksiklikleri kodladığını öne sürmüştür.
James Dewey Watson'un çalışmaları, bilim dünyasında kalıcı bir etki bırakmış olsa da, tartışmalı görüşleri nedeniyle de sık sık eleştirilmiştir. DNA'nın insan yeteneklerinin nihai belirleyicisi olduğu inancıyla hareket eden Watson, sosyal ve çevresel faktörlerden bağımsız bir bakış açısına sahipti. Bu çerçevede, onun bilimsel mirası, hem büyük başarıları hem de tartışmalı görüşleriyle birlikte hatırlanacaktır.