CHP'li Atalar: Kültür Kurumları Sanatsal Liyakatle Yönetilmeli

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, kültür politikaları üzerine yaptığı açıklamalarda, devlet tiyatrolarının sanatsal özerkliğinin önemine dikkat çekerek, bu kurumların siyasi baskılardan uzak tutulması gerektiğini vurguladı. Atalar, sanata erişimin yurttaşlık hakkı olduğuna ve kültürel faaliyetlerin tüm halk için erişilebilir olması gerektiğine inandığını belirtti.

Devlet Tiyatroları'nın Rolü ve Özerklik Vurgusu

Atalar, düzenlediği basın toplantısında, "Kültür kurumlarını siyasi sadakatle değil, sanatsal liyakatle yönetin. Devlet Tiyatroları'nı bir siyasi parti sahnesine, konservatuvarları bir sessizlik alanına çevirmeyin" ifadelerini kullandı. Devlet Tiyatroları'nın yalnızca bir sanat kurumu olmadığını, aynı zamanda Cumhuriyet'in aydınlanma sahnesi olduğunu ifade eden Atalar, 5441 sayılı Kanun'un 1. maddesinde bu kurumun görevinin yerli ve yabancı eserlerle halkın genel eğitimini, dilini ve kültürünü yükseltmek olduğunu aktardı. Bu yasa çerçevesinde, Devlet Tiyatroları'nın sanatsal faaliyetlerinde özerk bir yapıya sahip olmasının güvence altına alındığını dile getirdi.

Kültür Hakkının Önemi

Atalar, sanatın siyasal baskılardan korunmasının ve estetik ölçütlerin idari takdirin önüne geçmesinin önemini vurgulayarak, bu özerkliğin vazgeçilmez olduğuna dikkat çekti. "Bu kurumun görevi yalnızca oyun sahnelemek değil; Cumhuriyet'in kültür felsefesini özgür sanat ilkesiyle yaşatmak ve halka taşımaktır" dedi. Ayrıca, kültürün seçilmiş bir azınlığın değil, tüm halkın hakkı olduğunu belirten Atalar, sanata erişimin bir lüks değil, yurttaşlık hakkı olduğuna da değindi.

Demokrasi ve Sanat İlişkisi

Rene Maheu'nun 1948 İnsan Hakları Bildirgesi'ne dayandırdığı 'kültür hakkı' kavramını hatırlatan Atalar, her bireyin toplumun kültürel yaşamına özgürce katılma hakkına sahip olduğunu ifade etti. Bu hakkı kısıtlayan her kararın yalnızca sanatçılara değil, aynı zamanda demokrasinin özüne de müdahale olduğunu belirtti. Atalar, çağrısında kültür kurumlarının siyasi sadakatle değil, sanatsal liyakatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı ve "Cumhuriyet'in kültür damarlarıyla oynamak, toplumun düşünme yetisini kesmektir" şeklinde konuştu.

Atalar'ın açıklamaları, kültürel politikaların yeniden ele alınması gerektiğine ve devlet kurumlarının sanatsal özerkliklerinin korunmasının önemine işaret ediyor. Bu bağlamda, sanatın toplum üzerindeki etkisi ve kültürel erişim hakkı, gelecekteki kültürel politikaların şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak gibi görünüyor.

İLGİLİ HABERLER