DEM Parti'den Kültür ve Turizm Bakanlığı'na: Kürtçe projeleri teşvik edin

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bütçesi üzerinde önemli değerlendirmeler yapıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bakanlıkların Kürtçe, Süryanice, Çerkezce ve diğer dillerdeki projeleri desteklemesi gerektiğini vurguladı. Bu öneri, Türkiye'deki kültürel çeşitliliğin ve dil zenginliğinin desteklenmesi açısından dikkat çekici bir adım olarak değerlendiriliyor.

Kürt Sorununun Çözümünde Bakanlıkların Rolü

Sayyiğit, bakanlıkların Kürt sorununa çözüm bulma sürecindeki katkısının önemine işaret etti. Bu bağlamda, her bakanlığın kendi alanında aktif bir rol üstlenmesinin, çözüm sürecinin hızlanmasına katkı sağlayacağını belirtti. "Türkiye'nin Kürt meselesinde yakaladığı çözüm ivmesinin artması, her bakanlığın da kendi özgünlüğünde müdahil olmasıyla mümkündür" diyen Sayyiğit, kültürel çeşitliliğin görünür kılınmasının toplumsal barış için önemli bir köprü olabileceğini ifade etti.

Kültürel ve Sanatsal Destek Çağrısı

Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın demokrasi kültürü ve barış dilinin gelişimi konusunda sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. Sayyiğit, "Şimdi, Kürtçe, Süryanice, Çerkezce ve diğer dillerdeki projeleri teşvik etmelisiniz. Sanatsal kuraklık ancak böyle giderilebilir ve ruhsal gıda ancak bu şekilde sağlanabilir" şeklinde konuştu. Bu tavsiye, sanatsal projelerin ve kültürel faaliyetlerin desteklenmesinin önemini yeniden gündeme getirdi.

Kültürel Çeşitliliğin Önemi

DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, barış ve demokratikleşme sürecinin yeniden ele alınmasının tarihi bir sorumluluk taşıdığını belirtti. Fırat, "Ben bir Alevi'yim. Bu ülkenin millî kültürünü sadece bir dil, bir etnisite, bir inanç mı oluşturuyor? Kesinlikle hayır. Kürtçe bu toprakların dilidir, Lazca bu toprakların dilidir, Alevilik bu toprakların inancıdır, Süryaniler bu toprakların evlatlarıdır" diyerek, kültürel unsurların folklor olarak görülme anlayışının terk edilmesi gerektiğini vurguladı. Bu yaklaşım, Türkiye’nin zengin kültürel yapısının tanınması ve desteklenmesi açısından önemli bir mesaj taşıyor.

İLGİLİ HABERLER