Dijital Talebe Elektrik Dayanmıyor

Küresel enerji sistemleri, dijitalleşmenin hızla artan elektrik talebi ile birlikte yeniden şekilleniyor. Yaklaşık 1.450 gigawatt (GW) yeni elektrik üretim kapasitesi, dünya genelinde enerji sektöründe önemli bir genişleme sağlıyor. Ancak bu artış, yapay zeka, bulut bilişim ve veri merkezleri gibi yeni büyük tüketicilerin hızına yetişemiyor. Enerji analistleri, bu durumun önümüzdeki yıllarda daha da belirginleşeceğine dikkat çekiyor.

Küresel Elektrik Kapasitesindeki Artış

Küresel elektrik üretim kapasitesi, 1.450 GW'lık yeni yatırımla toplamda 9.500 GW'a ulaşmayı hedefliyor. Bu yeni kapasitenin üçte ikisi yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşurken, kömür ve doğalgaz yatırımları ise enerji dönüşümündeki zorlukları gözler önüne seriyor. Global Energy Monitor (GEM) tarafından yayımlanan rapora göre, mevcut projelerin tamamlanmasıyla elektrik üretim kapasitesi yaklaşık yüzde 20 artacak. Temiz enerji yatırımları arasında 345 GW güneş, 267 GW hidroelektrik ve 251 GW rüzgar projeleri yer alıyor. Ayrıca, nükleer, biyokütle ve jeotermal kapasite projeleri de inşa aşamasında bulunuyor.

Fosil Yakıtların Rolü

Yine de, fosil yakıt yatırımları hala güçlü bir şekilde devam ediyor. 275 GW kömür ve 215 GW doğalgaz santrali inşaat halindeyken, fosil kaynaklı kapasitenin toplam içindeki payı yüzde 54'ten yüzde 51'e gerileyecek. Asya, yeni kapasitenin yüzde 84'üne ev sahipliği yaparak hem temiz hem de fosil enerji yatırımlarında lider konumda bulunuyor. Asya'nın elektrik kapasitesindeki payının yüzde 53'ten yüzde 58'e yükseleceği öngörülüyor. Bu durum, bölgenin enerji karışımını da temiz ve fosil kaynaklar arasında yeniden düzenliyor.

Dijitalleşmenin Elektrik Talebine Etkisi

Dijitalleşme, elektrik talebini şekillendiren en önemli unsurlardan biri haline geliyor. Özellikle veri merkezlerinin enerji tüketimi, elektrik sistemlerinin geleceğini belirleyen kritik bir değişken. Enerji analisti Calvin Maguire, önümüzdeki beş yıl içinde küresel enerji büyümesinin yönünün artık tüketim kalıplarına göre belirleneceğini ifade ediyor. Bu duruma bağlı olarak, veri merkezlerinin elektrik talebinin 2030 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor. 2025 yılında 860 teravat-saat (TWh) olan bu talebin, 2030'da 1.587 TWh'e ulaşması öngörülüyor.

Bölgesel Elektrik Talep Artışları

S&P Global verilerine göre, veri merkezi talebinin bölgesel dağılımı ise şöyle: Kuzey Amerika'da 2025'te 386 TWh, 2030'da 755 TWh; Avrupa'da 2025 sonunda 145 TWh, 2030'da 238 TWh; Asya-Pasifik'te 2025'te 267 TWh, 2030'da 493 TWh. Ancak Avrupa'da büyümenin önünde finansman sorunları ve şebeke erişimi engelleri bulunuyor. Elektrik şebekelerine bağlantı kuyruklarının uzaması, yeni veri merkezi yatırımlarını geciktiriyor. Uzmanlar, İngiltere'de uygulanan "ilk gelen değil, ilk hazır olan bağlansın" modelinin Avrupa genelinde benimsenmesi gerektiğini vurguluyor.

Büyük Yatırımlar ve Yenilenebilir Enerji

Veri merkezleri, 2030'a kadar Avrupa'daki toplam elektrik talep artışının dörtte birini oluşturacak. Bu artış, yapay zeka altyapısına yönelik büyük ölçekli yatırımların hızına paralel olarak gelişiyor. ABD'de yürütülen Stargate Projesi kapsamında, OpenAI ve ortakları 500 milyar dolarlık yapay zeka altyapı yatırımı planlıyor. İlk 1 GW'lık kapasitenin 2026 ortasında devreye alınması hedefleniyor. Avrupa'da ise AB'nin 200 milyar euroluk yapay zeka yatırım fonu ile 15'ten fazla "yapay zeka fabrikası" faaliyete geçecek. Enerji devleri, bu büyüyen talebe yanıt vermek için yenilenebilir kaynakları tercih ediyor. Örneğin, Shell, İngiltere'de Google'ın yeni veri merkezini tamamen yenilenebilir enerji ile besleyen bir portföy oluşturuyor.

İLGİLİ HABERLER