Environmental Action Germany ve ClientEarth tarafından Almanya'nın Stuttgart kentinde açılan davada hakim herkesi şaşırtan bir karara imza attı.

Şehrin kirliliğini azaltmak ve hava kalitesini yükseltebilmek amacıyla dizel araçların yasaklanmak zorunda kalınabileceği yönünde bir karar alan hakim, sağlığın korunması, mülkiyetlerin ve ilgili araç sahiplerinin genel hareket özgürlüğünden daha önemli olduğunu vurguladı.

Yargıç Wolfgang Kern, Stuttgart'ın mevcut temiz hava planının yetersiz olduğunu işaret ederken, davayı açan ClientEarth'ın avukatı Ugo Taddei, dizel yasağının kaçınılmaz olduğunu açıklayan hakimin Stuttgart yetkililerini harekete geçirmesini beklediklerini, bu kararla birlikte hava kalitensin ve yaşanan sorunların etkili bir şekilde çözüleceğini savundu.

Bilim insanları tarafından gazlı ve dizel araçlardan kaynaklanan kirliliği azaltma çabaları süre gelirken, yetkililer emisyonları azaltmak ve küresel ısınmayı yavaşlatmak için daha katı standartlar getirilmesi gerektiğini işaret ediyor.

2015 yılında dizel emisyon testlerini manipüle ettiklerini itiraf eden Volkswagen'e baskı artmış, araçlardan havaya salınan gaz, azot oksidin yasal sınırın 40 katından fazla olduğu ortaya çıkmıştı.

Paris İklim Anlaşması da hükümetleri bu konuda harekete geçmek zorunda bırakmıştı. Özellikle İngiltere, Fransa ve Norveç son zamanlarda elektrikli ve hibrid otomobilleri tanıtmak için atağa geçmiş durumda.

Enflasyonist Ekonomilerde Kriz Yönetimi Enflasyonist Ekonomilerde Kriz Yönetimi

Volkswagen'in 'dizelgate' skandalı olarak adlandırılan manipüle hareketinin ardından VLKAY'ın bir parçası olan Porsche'de onbinlerce dizel SUV aracını geri çağırmıştı.

Mercedes-Benz otomobillerini yapan Daimler de (DMLRY), Temmuz ayının başında Avrupa'da 3 milyondan fazla dizel aracın geri çağırıldığını ilan etmişti.

Bazı yatırımcılar ise ticarete ve ekonomiye vereceği zarardan ötürü dizelin yasaklanmasının kötü bir fikir olduğunu savunurken, üzerinde yapılabilecek değişikliklerin mümkün olduğunu kaydediyor.