Yetişkinlik döneminde suça yönelme, alkol ve madde kullanımı ve intihar risklerinin de altında çocukluk döneminde gerçekleşen cinsel istismarın yatabileceğini vurgulayan uzmanlar, ayrıca çocukluğunda taciz edilmiş ebeveynin çocuklarında da yaşıtlarına oranla daha fazla uyum ve davranış sorunları görüldüğünü hatırlatıyor. Çocukluk çağında istismar edilmenin en dramatik sonuçlarından birinin, ne yazık ki genellikle erkeklerde görülen, istismarcılık olduğunu da dile getiren uzmanlar, cinsel istismar yapan yetişkinlerin en az yarısının çocukluk çağında istismar edilmiş olduğunu gösteren çalışmalar mevcut olduğunu paylaşıyor. Küçük yaşta maruz kalınan cinsel istismarın bireyin gelecekteki yaşamını da etkileyeceğini ifade eden uzmanlar, cinsel istismarın sıklığının, şiddetinin, saldırganın akraba olup olmamasının elbette ki faktörün gelecekte ortaya çıkartacağı sonuçları etkileyebileceğini de dile getiriyor. Çocuğun istismarla birlikte benlik, güven, samimiyet ve faillik gelişiminin sekteye uğradığını belirten uzmanlar, ayrıca ev içi cinsel taciz söz konusu olduğunda, çocukta taciz eden ebeveyne de, diğer ebeveyne de yönelmiş ciddi suçluluk duygusu ile kayıtlı karmaşık ruhsal süreçlerin başlayacağını ifade ediyor. Travmaya zamanında müdahale edilmemesi, travmanın beraberinde getirdiği zincirleme sonuçların ortaya çıkmasını kesinleştirdiğinin üzerinde duran uzmanlar, bulimia ve anoreksiya gibi yeme bozukluklarına sahip hastaların %40-60 kadarının çocuklukta cinsel istismara maruz kalmış olduğu bilinmekte olduğunu kaydediyor.