Son yıllarda bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmalar sayesinde her ateşten değil, ateşin bazı derecelerinden korkulması gerektiğinin ortaya konulduğunu belirtmemizde fayda var.

Ebeveynlerin havale ihtimalini akıllara getirmesiyle birlikte ateş ile ilgili endişelendiklerini savunan uzmanlar, bu durumun bazı yanlış uygulamaların yapılmasına neden olduğunu hatırlatıyor.

Çoğunlukla vücut sıcaklığının normal derecesinin üzerine çıkmasının ateş olarak tanımlandığını dile getiren uzmanlar, ölçüm yerine göre değişiklik gösteren ateşin, koltuk altından 37, kulaktan 37,3 ve makattan 38 derece ve üzerinde ölçülmesinin ateşin varlığından söz edebilmek için gerekli olduğunu belirtmeliyiz.

Ateşe müdahale edilirken paniklememek ve çocuğun genel durumu iyiyse, huzursuzluğu yoksa belli bir dereceye kadar (38-38.5 derece) ateşe izin verilmesi gerektiğini savunan uzmanlar,

ateş halinde vücutta pek çok mekanizmanın etkilendiğini etkilendiğini, sıvı ve kalori ihtiyacının artmasına neden olduğunu, oksijen tüketimini artırdığı için, karbondioksit oluşumu ve kalp yükü arttığını ve kalp yetersizliğinin ortaya çıkabildiğini açıklıyor.

Ateşin bütün bunların yanı kan hücrelerinin yıkımına giden bazı kansızlık durumlarında kansızlığı, kronik akciğer hastalığında akciğer yetersizliğini de olumsuz etkilediğini savunan uzmanalr, diyabette kan şekerini, diğer doğumsal metabolik hastalıklarda ise hastalığın türüne göre şiddetini veya atakların oluşumunu etkilendiğini belirtiyor. Özellikle 6 ay-5 yaş arası çocuklarda ateş, ateşli havale riskini artırabildiği gibi ayrıca epilepsili çocuklarda da kasılmaların sıklığı ateşle birlikte artıyor.