Damar hastalıklarını çağımızın vebası olarak nitelendiren uzmanlar, her geçen gün tehlikenin daha da arttığını ve genç yaşlardan itibaren kalp hastalıklarının saptanmaya başladığını vurguluyor. Her sene inme vakalarına yenilerinin eklendiğini kaydeden uzmanlar, bin kişiden 2-3'ünde inmenin gözlemlendiğini işaret ediyor. Ülkemizde her 2-3 dakikada bir yeni inme vakasının meydana geldiğini belirten uzmanlar, Avrupa'da inme sıklığının 70'li yaşlardan itibaren artarken ülkemizde ise 50-60 yaşından itibaren ortaya çıktığını dile getiriyor. Türkiye'e kalp hastalıklarından sonra en fazla ölüme neden olan hastalığın inme olduğunu savunan uzmanlar, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olan inme ile mücadelede hayat kurtaran, sakatlığı ortadan kaldıran tedaviler modern hastanelerin çatısı altında açılan merkezlerde yapılması gerektiğini paylaşıyor. İnme ile ilgili gerekli tedavilerin ne kadar erken uygulanırsa o kadar çabuk sonuç alınacağını ve olumlu adımların atılacağını açıklayan uzmanlar, inmenin akut döneminde gerçekleştirilen anjiyografik damar açıcı tedavilerin yararlılığını gösteren bilimsel çalışmaların toplu değerlendirme sonuçlarına göre; tedavi edilen her 3 hastanın 1'inin tedaviden sonra tamamen bağımsız şekilde yaşamaya başladığını dile getiriyor. Bedenin bir yarısında birden bire ortaya çıkan güçsüzlük, his ve görme kaybı, konuşma zorluğu, dengesizlik, çift görme ile baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini hatırlatan uzmanlar, ilk 6 saat içinde yüksek teknolojiye sahip ve uzmanlaşmış tıbbi kadroların görev yaptığı merkezlerde uygulanan ilaçlı ve anjiyografik damar açıcı tedaviler ile inmenin yol açtığı kayıplardan bütünüyle kurtulabilineceğini de kaydediyor.