Vegan ve Vejetaryen Beslenme Danışmanlığı Vegan ve Vejetaryen Beslenme Danışmanlığı

Mısır kraliçesi efsanevi Kleopatra'nın da kına yağından elde ettiği kokuyu kullandığını hatırlatan uzmanlar, Kleopatra'nın Roma'lı sevgilisi Antonius ile buluşmaya giderken geminin güvertesine bu losyondan bolca döktürdüğünü, Mısır'daki mumyaların el ve ayak tırnaklarında sıklıkla kına bulunduğunu da işaret ediyor.

Kınanın tarih boyunca hem makyaj, hem süslenme hem de tedavi amacıyla kullanıldığını belirten uzmanlar, litrasea ailesinden bir bitkiden elde edilen kınanı, pek çok türü olmakla en sık kullanılanının yeşil kına olduğunu da kaydediyor. Yeşil kınanın, özellikle Güney Batı Asya, Kuzey Afrika, Avustralya, Batı Hint Adaları halkaları tarafından endemik olarak kullanıldığını ve bu kültürlerde, kına kullanımının dini bağlantılarında bulunduğunu savunan uzmanlar, naftokinon gibi güçlü bir boya niteliği taşıyan tanin, kumarin, flavinoidler, fenolik asit, steroller ve ksantonlar gibi birçok biyolojik etkiye yol açan ve tedavide çeşitli tıbbi sorunların çözümünde yararlanılan maddeler de içeren kınanın baş tacımız olması gerektiğini dile getiriyor.

Kınanın veremin ilerlemesini durdurduğu, antiviral, antimikrobik, mantarlarla mücadeleci, yara iyileştirici, ateş düşürücü, ağrı kesici, iltihap önleyici özelliklerinin tarihin büyük bir kısmında kullanıldığını da hatırlatmakta fayda var. Kına, bütün bu şifalı yönlerinin yanı sıra kanser, parazit, şeker hastalığı önleyici özelliklere sahip. Karaciğeri korur. Bu nedenle sarılıkta kullanılagelmiştir. Kına, bağışıklık sistemini olumlu yönde düzenleyici etkilere de sahiptir. Günümüzde Ayurvedik tıp ve Unani tıp (Hindistan'da halen kullanılan eski yunan tıbbının bir formu) kına gargaralarını bademcik iltihabı, farenjit, diyare, dizanteri, ülser, barsak kurdu ve ateş tedavisinde uygulanmaktadır.