Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye'de son 44 yılın en kurak döneminin yaşandığını açıkladı. TEMA Vakfı bu açıklamanın bugün yaşanan ve gelecekte daha sık karşılayacak olan kuraklık afeti ile mücadele açısından önemli olduğunun altını çizdi.

KURAKLIK ALANI SÜREKLİ GENİŞLİYOR

Tema Vakfı'nın açıklamasında, 'Kuraklık, etki alanı çok geniş olan bir doğal felakettir. Kuraklığın kentlerin su ihtiyacının karşılanmasında bir darboğaz yaratmasından doğadaki canlıların üreme ve gelişmelerini etkilemesine, tarımsal üretimin azalmasından göçlere kadar birçok sosyo-ekonomik etkisi bulunuyor' denildi.

50 MİLYON KİŞİ KURAKLIK RİSKİNİ YAŞIYOR

Hükümetlererarası İklim Değişikliği Paneli'nde tartışılan gündemde; İklim değişikliğinden en fazla etkilenecek olan Akdeniz Çanağı'nda bulunan Türkiye'nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yüzde 20 ile yüzde 40 arasında, İç ve Batı Anadolu bölgelerinde ise yüzde 40'ı aşan oranlarda yağışların azalacağı öngörülüyor. Bu durum gelecekte bugünkünden daha uzun ve şiddetli kuraklıkların sıklıkla yaşanması olasılığını arttırıyor. Yapılan kuraklık riski çalışmalarında Türkiye nüfusunun 50 milyonluk kesimini barındıran 30 şehrin büyük oranda kuraktan etkileneceği görülüyor.

YERALTI SU SEVİYELERİ DÜŞÜYOR

Yeraltı suları kuraklığa karşı bugünün ve gelecek nesillerin sigortasıdır. Yeraltı su seviyelerinin düşmesi sürdürülebilir yeraltı suyu kullanımı yapılmadığı gösteriyor.

YAĞMURLAR ÇARE OLMUYOR

Son yıllarda Türkiye'de yaşanan kuraklıklarda bir artış olduğu gözlemleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kuraklık analizlerinde, ülkemizde yağışların büyük çoğunluğunun yeryüzüne düştüğü mevsimlerde son 35 yılın yaklaşık yüzde 30'nun kurak olduğu görülüyor.

MARDİNDE SEVİYE 470 METREYE İNDİ

Bayram ikramiyeleri, 2-5 Nisan'da hesaplara yatırılacak Bayram ikramiyeleri, 2-5 Nisan'da hesaplara yatırılacak

Su ihtiyacı yüksek olan bitkilerin kurak bölgelerde yetiştirilmesine bağlı olarak açılan sulama amaçlı kuyuların sayısının artması sebebiyle yeraltı su seviyesi düşüyor. Son 15 yılda Konya Ovası'nda 30 metreye varan su seviyesi düşüşü ve artan obruk sayıları, Mardin Kızıltepe'de son 20 yılda kuyu derinliğinin 125 metreden 470 metreye ulaşması bu konuda ciddi önlemler alınması gerektiğini gösteriyor.

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Kuraklık riskinin giderek arttığı ülkemizde, bu tabii afete karşı hazırlıklı olunması için eylem planlarının hazırlanması,iklim değişikliğiyle etkili mücadele edilmesi, kurak dönemlerde sigorta görevi gören yer altı sularının korunması ve tüm çalışmalara çerçeve oluşturması açısından doğanın hakkını gözetecek bir su kanunun yasalaşması büyük önem arz ediyor.

ACİL EYLEM PLANI DEVREYE SOKULSUN

Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 'Ulusal Kuraklık Yönetimi Eylem Stratejisi'ni hazırlaması ve havzalarda kuraklık yönetim planlarının hazırlanması konusunda girişimleri bu kapsamda olumlu çalışmalar olarak değerlendiriliyor.

Hazırlanmak olan kuraklık eylem planlarının etkin olarak uygulanmasında kamu kurumları ve sivil toplum örgütlerinin iş birliğinin tesis edilmesi büyük önem taşıyor.

TERMİK SANTRALLERE DUR DE

Bununla beraber Türkiye iklim değişikliğine uyum süreçlerinde alınması gereken önlemlerden uzak duruyor. 2012 yılının Türkiye'de kömür yılı ilan edilmesi ile birlikte, kömür madenciliği ve kömürlü termik santral yatırımları teşvik ediliyor.

KÖMÜRLÜ SANTRALLER İÇİN VERİMLİ ARAZİLER FEDA EDİLİYOR

Büyük ölçüde suya ihtiyaç duyan kömürlü termik santrallerin planlanmış olması giderek kuraklaşan ülkemizde suyun kullanımı açısından bir tezat oluşturuyor. Türkiye'nin en verimli ovaları, kıyıları, zeytinlikleri termik santrallere feda edilirken, iklim değişikliğine katkımız da gün geçtikçe artıyor.