Pek çok kişinin ilişkisinin aşkla başlaması taraftarı olduğunu vurgulayan uzmanlar, insanlık tarihi boyunca var olan aşkın, her insan tarafından hayatında en az bir kez yaşandığını veya yaşanmasının umut edildiğini paylaşıyor.

Temel düzeyde; Freud aşkı cinselliğin yüceltilmesi olarak, Fromm ilgi, saygı ve sorumluluk olarak, Maslow ise kişinin kendisine güvensizliğiyle ilişkili olarak ya da kendini gerçekleştirme isteğini ortaya çıkaran bir duygu olarak görmüştür. Her araştırmanın yadsımadığı en önemli gerçek ise çocukluk yaşantısının yetişkinlik dönemindeki duygusal ilişkileri yüksek derece etkilediğidir.

Çocukluk dönemindeki fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızın ne denli karşılandığıyla ilişkili olan bağlanma stilleri temel güven ya da güvensizlik duygusu üzerine kuruludur. Bowlby'nin bu kuramında 4 önemli stil görülmektedir. Hangi bağlanma stiliyle büyütüldüğümüz, ilişkilerimizi de bu bağlanma stillerine göre yönettiğimizi açığa çıkarmaktadır.

Güvenli bağlanma stili olan yetişkinler; kendilik algısı olumlu, karşısındaki kişiye karşı da olumlu duygularla yaklaşır. Başkalarının kendisini nasıl gördüğünden ziyade kendisini nasıl gördüğü daha da önemlidir. Hem yakınlık kurmada hem de yalnız kaldığı zamanda da kendini yönetmekte oldukça başarılıdırlar. Bir başkasına bağlı olmakta mutluluk duyan, uzun süreli ilişkiler yaşayan, saygı ve güveni rahatlıkla duyan yetişkinlerdir.

Saplantılı bağlanma stili olan yetişkinler; kendilerine karşı olumsuz, karşısındaki kişiye karşı ise olumlu duygularla yaklaşır. Kendilerine olan güvenleri oldukça az olduğu için en temel kaygıları da terk edilmektir.

Kayıtsız bağlanma stili olanlar ise kendilerine karşı olumlu duygular beslerken, başkalarına karşı olumsuz duygular barındırırlar. Karşıdaki kişi tarafından reddedilmektense hiç ilişki içerisine girmemeyi ya da kendileri terk etmeyi tercih ederler. Bağımsız olmak onlar için çok daha önemlidir.

Korkulu bağlanma stili olan yetişkinler de hem kendisine hem de karşısındaki kişiye karşı olumsuz duygulara sahiptirler. İnsanların güvenilmez olduklarına olan inançları çok kuvvetlidir. Reddedilme korkusu fazla olduğu için, ilişkileri de yolunda gitmemektedir.