Toplumda Adalet Duygusu Nasıl?

Abone Ol

Son zamanlarda muhalefet partisinin kazandığı belediyelere yönelik operasyonlar, gözaltına alınan belediye başkanları ve görevlerinden uzaklaştırılan yetkililer; hem partiye gönül verenlerde hem de toplumun bir kesiminde adalet anlayışına yönelik ciddi yaralar açmıştır. Sosyal medyada ve diğer mecralarda yapılan bilinçli ya da bilinçsiz yorumlar da bu adalet duygusunun zedelenmesine katkı sağlamaktadır.

Oysa adalet, tıpkı hava ve su gibi toplum için temel bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın hiçbir şüpheye ya da suistimale mahal vermeden karşılanması gerekir. Suç isnat edilen kişilerin dosyaları tüm delilleriyle araştırılmalı, soruşturmalar hızlı bir şekilde yürütülmeli ve suçlular cezalandırılmalıdır. Eğer ortada suç yoksa da masumiyet karinesi gereği uzun tutukluluklara son verilmelidir. Ancak bu şekilde toplumda bozulan adalet duygusu yeniden tesis edilebilir.

Ayrıca bu tür kamuoyunu yakından ilgilendiren soruşturmaların, sosyal medyada ve taraflı yayın organlarında fazla tartışma konusu yapılmaması da önemlidir. Çünkü suçlu ile suçsuz arasındaki ayrım ancak savcıların, mahkemelerin ve avukatların delillere dayalı çalışmalarıyla ortaya çıkar. Adaletin doğru işleyişi, toplumun güvenini koruyacaktır.

Unutulmamalıdır ki zedelenen adalet duygusu yalnızca bugünü değil, gelecek nesilleri de etkiler. Çocuk yaşta bu süreçlere tanık olan bireyler, ileride adalet sistemine olan güvenlerini kaybedebilir. Bu nedenle başta muhalefet, hükümet ve Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm tarafların, soruşturmaların hızla tamamlanması ve iddianamelerin hazırlanarak yargılama sürecine geçilmesi için acilen tedbirler alması gerekmektedir.

Soruşturmaların gereksiz yere uzaması, bazı yapıların suistimaline de zemin hazırlayabilir. Özellikle FETÖ ve benzeri örgütlerin, bu davaları sulandırarak farklı çıkarlar elde etme ve ülkeyi kaosa sürükleme planları yaptığı unutulmamalıdır. Bu nedenle adaletin yeniden tesisi, toplumdaki güvenin korunması ve karanlık yapıların hedeflerinin boşa çıkarılması için tüm tarafların hassasiyet göstermesi şarttır.

Sonuçta şu gerçeği unutmamak gerekir: Herkesin bir gün adalete ihtiyacı olacaktır.