Uzmanlar bitkisel ve hayvansal kaynaklı olmak üzere tükettiğimiz yağların ayrıldığını, artık bitkisel yağlarla beslenmemizin temel olarak sağlıklı olduğunun bilindiğini belirtiyor. Zeytin yağının mucizevi bir besin olarak nitelendirilen zeytinyağının mümkün olduğunca tüm yemeklerde kullanılması gerektiğini işaret eden uzmanlar, Akdeniz tipi beslenmenin temelinde de zeytinyağı ile beslenmenin yattığını hatırlatıyor.

Kalp ve damar hastalıkları için koruyucu oldğuunu, tekli doymamış yağ asitleri nedeniyle kan kolesterolü LDL'yi düşürdüğünü ve HDL yani iyi kolesterolü düşürdüğünü hatırlatan uzmanlar, kan yağlarının yüksek ve kalp damar hastalıkları yaşayan kişilerde mucizevi etkisini gösterdiği üzerinde duruyor.

Bütün bunların yanı sıra A ve E vitamini bakımından zeytinyağının yüksek antioksidan özelliğiyle bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, hastalıklara karşı vücudu dirençli hale getirdiğini savunan uzmanlar, zeytin yağının sindirimi kolaylaştırdığını, mide ve sindirim sistemi için rahatlatıcı ve koruyucu etkiye sahip olduğu üzerinde duruyor.

Bağırsak problemleri yaşayanların özellikle kabızlık konusunda zeytinyağı ile sıkıntılarını çözebileceğini de ifade eden uzmanlar, obezite ve kansere karşı da zeytinyağının göz ardı edilemeyecek bir yararı olduğunu hatırlatıyor.

Zeytinyağlı sebze sağlık deposu

Zeytinyağlı yemekler genelde sebze ağırlıklı olduğu için, hem zeytinyağı hem sebze tüketmek bizim için iki kere sağlık demektir. Çünkü sebzeler içerdikleri posa, vitamin, mineral ve fitokimyasallar ile beslenmemizin önemli antioksidanlarıdır. Sebzelerin kalorileri düşük olduğu için tüketiminde sınır da yoktur. Günlük 2-3 porsiyon sebze ve salata tüketilebilir. Zeytinyağlı yemeklerde tüketilen domates en fazla likopen içeren sebzelerdendir. Domates pişirildiğinde ısı ile bu likopen miktarı artar. Dolayısıyla kansere, kalp damar hastalıklarına ve yaşlanmaya karşı koruyucu en güçlü antioksidanlardan olan likopeni de fazlasıyla almış oluruz.