Depresyonun tedavisi için gereken dış-ruhsal süreçleri başlatmak ve depresyonu ortadan kaldıracak olumlu koşulları sağlamak gerek maddi gerek manevi açıdan çok da kolay olmayabiliyor. Bu sebeple hem psikiyatristlerin hem de psikolojik danışma alan kişinin ilk başvurduğu yol antidepresanlar oluyor.

Depresyon Hapları Gerçekten İşe Yarar Mı?

İlaç endüstrisinde antidepresan olarak üretilen birçok ilaç mevcut. Fakat bu depresyon haplarının işe yararlığı oldukça tartışmalıdır. Elbette beyindeki temel işlevsel mekanizmaya doğrudan etkisi söz konusu olan ve çeşitli hormonlarla etkileşime geçerek depresyonu ortadan kaldırmayı hedefleyen bu ilaçlarının bir yere kadar etkisi olduğu yadsınamaz.

Ancak büyük ruhsal bunalımlar, majör depresyon problemleri ve bunlarla birleşen diğer fiziksel ya da zihinsel etkenler her zaman tek bir ilacın yardımıyla ortamıyla kalkmıyor.

Psikiyatristler için de zor bir karar verme süreci olan tanı-ilaç ikilisini doğru belirleme bu hususta büyük önem taşıyor. Zira hastanın ya da danışanın kimi zaman depresyonu doğuran başka ruhsal problemleri, kişilik bozuklukları ya da mental hastalıkları olabiliyor.

Bu noktada hem hastanın doktora karşı dürüst olması hem de ilaçların etkisini doktorla birlikte düzenli takibe alması büyük önem taşıyor.

Depresyon Haplarını Kimler Kullanır?

Erken ergenlikten son yetişkinliğe kadar her yaş grubunda insan depresyondan mustarip olabiliyor. Bu nedenle okul problemleriyle boğuşan çocuklar, gelecek kaygısı taşıyan gençler, yüksek emeklilik yaşının tükenmişlik sendromuna sürüklediği orta yaş ve kendini gerçekleştirememe hüznü içindeki yaşlılar...

Bu ve bunlara benzer birçok yaş ve şikayet grubu mevcut ve tamamı için çeşitli antidepresan hapları piyasada bulunabilir durumda.