Sürekli diyalize girmek zorunda kalan hastaların hayalini böbrek naklinin süslediğini belirten uzmanlar, belirli bir süre, belki de yıllarca makineye bağlı olarak yaşam mücadelesi veren, ancak kısıtlı sıvı ve katı tüketmesine izin verilen, seyahat özgürlüğü elinden alınmış, iş, aile ve sosyal hayatı kısıtlanmış bu kişiler bir böbrek bulma ve normal bir insan yaşamı sürme ümitleri ile çile doldurduğunu savunuyor.

Ülkemizde teknolojik alt yapı, yetenekli ekip, olanak olmasına rağmen böbrek nakli yapılamadığını belirten uzmanlar, kişisel çabalarla milyon nüfus başına ikilerden ancak dörtlere çıkan organ bağışı ülkemizdeki organizasyon, hekim ve halk bilinç yetersizliğinin göstergesi olduğunu anlatıyor.

Hal böyle olunca kadavradan organ bağışının yılda iki yüzler civarında sabitlendiğini belirten uzmanlar, tüm organ nakli ekiplerinin bu durumdan yakındığını ve kapılarına gelen hastalara yardımcı olamadıklarını hatırlatıyor.

Her ne kadar alıcı için canlıdan böbrek almak daha iyi olsa da, en azından biz organ nakli cerrahları için bir yerine iki ameliyat yapmak, hiçbir hastalığı olmadan sadece sevdiği bir insana hayat vermek için büyük bir fedakarlıkta bulunan insanı ameliyat masasına yatırmak büyük bir sorumluluk gerektiriyor.

İster canlı vericili olsun, isterse kadavra vericili, böbrek naklinin sonucunun mükemmel olması için gereken her şey yapılmalıdır. Bu nedenle nakil işleminde yer alan herkes tam donanımlı olmalıdır. Kadro olarak güçlü, bilgili ve deneyimli bir cerrahi ekip, böbrek nakli konusunda cerrahi ekip ile uyumlu bir nefroloji grubu gereklidir. SGK böbrek nakli konusunda parasal anlamda gerekeni yapmışken, belki de gereğinden fazla açılmış böbrek nakil merkezleri arasındaki tatlı rekabetin kaliteden ve etik değerlerden ödün vermeden işlerini yapması gerekir.