Gerek kendimizde gerekse de sevdiklerimizde ortaya çıkan ağrılı ve zorlayıcı bir hastalık olan kireçlenmenin, hareketlerimizi kısıtlamasının yanı sıra yaşam kalitemizi de düşürdüğünü hatırlatmakta fayda var. Mekanik zorlanma ile ortaya çıkan organik bozukluğun çeşitli tedavi yöntemleri olduğu üzerinde duran uzmanlar, yapmamız gerekenleri bilmemizin ve tedaviye uygun davranmanın çok önemli olduğunun altını çiziyor.

Tıp dilinde osteoartrit olarak isimlendirilen kireçlenmenin, eklem ve kas yapısının bozulmasıyla ortaya çıktığını kaydeden uzmanlar, eklem ve kas ağrılarının kireçlenmenin en olumsuz etkisi olduğunu vurguluyor. Hastalarda bazen gündelik hayatı çekilmez hale getiren kireçlenmenin, aslında eklem veya dokuda bir kireçlenme oluşturmadığını, yalnızca yıllar içerisinde doku kaybına sebebiyet verdiğini işaret etmemiz gerekiyor.

Daha fazla yaşlılarda ortaya çıkan kireçlenmenin, hareketsizlik veya aşırı egzersiz gibi nedenlerle ortaya çıktığını ifade eden uzmanlar, her yaşlıda kireçlenme hastalığı görülecek diye bir kural olmadığını vurguluyor.

Bilim insanları yaptıkları çalışmalara dayanarak vücudun çok fazla hareket halindeki bölgelerinde kireçlenmenin doğal olarak daha sık yaşandığını, sırasıyla en çok; el eklemi, diz eklemi ve kalça ekleminde rahatsızlığa rastlandığını belirtiyor.

Kireçlenmeyi engelleyebilmek için önlemler alınabileceğini belirten uzmanlar, kilo vermek, hafif egzersizler yapmak, eklem içi enjeksiyon kireçlenmenin tedavi edilmesine yardımcı olduğunu da belirtiyor.

Kireçlenmenin ileri evrelere taşınmaması içinde vücudun kendisinde doğal olarak bulunan yapı taşlarından biri olan kolajen peptitin devreye girdiğini hatırlatmalıyız.