Uzmanlar hemen hemen herkes tarafından sevilen ancak kokusu nedeniyle uzak durulan soğan ve sarımsağın aslında bağışıklık sistemimiz için mucizevi etkileri olduğunu hatırlatırken, mutlaka sofralarınızda yer alması gerektiğinin altını çiziyor.

Uzmanlar mevsiminde yenen sebze ve meyvenin bağışıklık sistemi için büyük etkisi olduğunu işaret ederken, kış meyve sebzelerinin en önemli yararının, hücreleri yenilemesi ve dokuları onarması olduğunu vurguluyor. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlendiren, havuç, kivi, ıspanak, brokoli, mandalina, portakal ve greyfurt bol bol sofralarımızda yer almalı. Antioksidan, A ve C vitamini içeren bu besinlerin yanı sıra lahana, ıspanak, karnabahar, pırasa, kereviz, havuç, tere ve turpun da sofranızda bulunması gerektiğini savunan uzmanlar, balkabağı ise hem bağırsak hareketlerini düzenlediği için hem de beta karoten içerdiği için bağışıklık sisteminin en önemli koruyucularından biri olduğunu paylaşıyor.

Sahte Kimlik ve Dolandırıcılıkla Mücadele Sahte Kimlik ve Dolandırıcılıkla Mücadele

Grip ve kışa özel hastalıklar sindirim ve boşaltım sistemine de zarar verebilir. Buna engel olmak için yapmanız gereken, bağırsak floranızı güçlendirmektir. Bu sayede mide-bağırsak enfeksiyonlarına karşı direnç de kazanmış olursunuz. Probiyotik ve prebiyotikler tam da bu noktada sahneye çıkar. Probiyotikler yoğurt, kefir, peynir, turşu, boza ve tarhanada yoğun olarak bulunan canlı ancak insan vücuduna dost bakterilerdir. Bu bakteriler bağırsakların ve kadınlarda vajen florasının dengesini korur, zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını önler.

Prebiyotikler ise vücut tarafından sindirilemeyen, bağırsakta mayalanan ve kolondaki (kalın bağırsak) bakterilerin hem çoğalmasını hem de etkisini artıran besin ögeleridir. İlginç olan şu ki, probiyotiklerin sağlıklı ve çok sayıda var olabilmesi için prebiyotiklerin varlığı şarttır. Prebiyotik kaynaklarını ise kuru baklagiller, kepekli buğday, yulaf, arpa, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz ve muz olarak sıralayabiliriz.