24 Saat Haber
İstanbul
Açık
22°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,4440 %0.17
48,8303 %-0.25
5.561,49 % 0,13
Ara
Medya24 Kadın Kadınları Kısıtlayan Görünmez Duygu, Utanç

Kadınları Kısıtlayan Görünmez Duygu, Utanç

Okunma Süresi: 3 dk

Görünmeyen Zincirler: Kadınlarda Utanç Duygusunun Toplumsal Kökeni

Utanç, insan psikolojisinin en derin duygularından biri olarak bilinir. Ancak kadınlar söz konusu olduğunda bu duygu, sadece bireysel bir içsel his değil; aynı zamanda toplumsal normlar ve beklentilerle şekillenen bir baskı aracına dönüşür. Kadınların utançla kurduğu ilişki, kültürel değerlerden ahlaki kurallara, aile baskısından medya etkilerine kadar çok katmanlı bir yapıya sahiptir.

Utanç Kadınlara Nasıl Öğretilir?
Birçok kız çocuğu küçük yaşlardan itibaren "utanmayı bilmek"le övülür. Sessiz olmak, dikkat çekmemek, bedenini örtmek ve duygularını bastırmak gibi mesajlar doğrudan ya da dolaylı biçimde verilir. Oysa erkek çocuklarına aynı ölçüde utanç duygusu öğretilmez. Bu fark, kadınların utancı içselleştirmesine ve çoğu zaman kendi benliğini kısıtlamasına yol açar.

Beden Üzerinden Kurulan Denetim
Kadın bedenine yönelik utanç, toplumsal kodların en görünür alanlarından biridir. Giyilen kıyafet, saç şekli, beden ölçüsü, ses tonu hatta kahkaha bile bir değerlendirme unsuruna dönüşebilir. Bu durum, kadının kendi bedenine yabancılaşmasına ve görünürlüğünü bir tehdit gibi algılamasına neden olabilir.

Cinsellik ve Sessizlik
Toplumlarda kadınların cinselliği hâlâ bir tabu olarak görülürken, bu konuda yaşanan her deneyim utançla gölgelenir. Cinsel şiddete uğrayan kadınlar bile sıklıkla sessiz kalmayı tercih eder çünkü maruz kalan değil, anlatan utanmalıdır gibi yanlış bir algı yerleşmiştir.

Medyanın Rolü ve Sessiz Kalma Zorunluluğu
Dizilerde, haberlerde ya da reklamlarda sunulan “makbul kadın” imajı; sessiz, uyumlu, duygularını göstermeyen ve kusursuz görünen bir figürdür. Bu imaj, kadınları kendilerinden utanmaya itebilir. Gerçek, kırılgan ya da öfkeli olmak, "yanlış" olarak etiketlenir ve toplumsal utanca dönüşebilir.

Utancı Dönüştürmek Mümkün mü?
Utanç bireysel değil, kolektif bir inşa olduğunda değiştirilebilir. Kadınların seslerini yükseltmeleri, duygularını paylaşmaları, toplumsal normları sorgulamaları bu zinciri kırmanın ilk adımıdır. Dayanışma ağları, feminizm, sanat ve yazı gibi alanlar kadınlara kendi duygularını tanıma ve dönüştürme alanı sunar.

Psikolojik Etkiler ve İçsel Savaş
Sürekli utandırılan bir kadın, kendi kimliğini kabullenmekte zorlanır. Özsaygı düşer, depresyon ve kaygı artar. Bu nedenle toplumsal olarak kadınlara dayatılan utanç duygusunun etkileri yalnızca kültürel değil, psikolojik açıdan da yıpratıcıdır.

Utançsız Değil, Özgür Olmak
Kadınlar için hedef, "utançsız olmak" değil; kendi değerlerini başkalarının kalıplarına göre değil, kendi iç sesiyle belirleyebilmektir. Gerçek özgürlük, içsel onurla toplumsal beklentilerin arasındaki mesafeyi yönetebilmektir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *