Özgür Özel’e Cevaben: Korku Değil, Dostluk Var – ABD ve Türkiye Arasındaki Gerilim Hayaliniz Gerçek Olmayacak
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in son günlerde yaptığı açıklamalarda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak, ABD eski Başkanı Donald J. Trump’ın Erdoğan’dan “korktuğu” yönündeki ifadeleri, hem gerçeklikten uzak hem de diplomatik nezakete sığmayan niteliktedir. ABD’de Trump medya’da çalışanı, aynı zamanda bir Türk vatandaşı olarak bu açıklamayı hem bir iftira hem de bir siyaset cambazlığı örneği olarak görmekteyim.
Sayın Özel’in kastettiği korku, aslında iki devlet adamı arasındaki karşılıklı saygı ve güçlü diplomatik iletişimi, kendi siyasi ihtiraslarına alet ederek çarpıttığı bir kavramdan ibarettir. Şunu açıkça belirtmek gerekir: Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a duyduğu saygıyı hem görev süresi boyunca hem de sonrasında defalarca dile getirmiştir. Bu ilişki korkuya değil, karşılıklı güvene ve ülkelerinin çıkarlarını gözeten gerçekçi bir iş birliğine dayanmaktadır. Korku değil, liderlik vardır. İki güçlü liderin devletlerarası ilişkilerde sergilediği olgunluk, bazı iç siyaset aktörlerini rahatsız etmiş olabilir; fakat bu rahatsızlık sadece Türkiye’nin değil, bölgenin istikrarı adına önemli olan bu dostane ilişkiyi gölgelemez.
Özgür Özel’in söyleminde aslında daha tehlikeli ve düşündürücü bir niyet göze çarpıyor: ABD ile Türkiye arasında gerilim olması gerektiğine dair gizli bir arzu. Bu niyetin ardında, Erdoğan karşıtlığı uğruna Türkiye’nin uluslararası çıkarlarını bile göz ardı etmeye hazır bir siyasi anlayış yatıyor. Sayın Özel’e buradan sormak gerekir: Asıl isteğiniz, Türkiye ile Amerika’nın kötü ilişkiler içinde olması mıdır? Ekonomik, diplomatik ve stratejik olarak Türkiye’ye büyük zarar verecek bu senaryoyu neden arzularsınız? Bu mudur sizin yerli ve milli muhalefet anlayışınız?
Ayrıca, Sayın Özel’in Filistin-Gazze meselesine dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirme hakkı, siyasi ve ahlaki açıdan ciddi bir tartışma konusudur. Zira geçmişte CHP’nin resmi ağızlarından yapılan açıklamalarda, Gazzeli direnişçileri “terörist” ilan eden ifadeler Türk kamuoyunun hafızasından silinmiş değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır Filistin davasını savunan, BM kürsüsünden dünyaya “Dünya beşten büyüktür” diye haykıran ve Gazze için her platformda mücadele eden bir liderdir. CHP ise bu meselede her zaman Batı’nın gözüyle bakmayı tercih etmiş, mazlumların değil sistemin yanında durmayı seçmiştir.
İkiyüzlü siyaset tarzı, sadece iç kamuoyuna oynayan ve uluslararası meseleleri araçsallaştıran bir anlayışla açıklanabilir. Bugün Gazze konusunda Erdoğan’ı hedef almak isteyenlerin geçmişte söyledikleri ortadadır. Sayın Özgür Özel, önce partinizin bu konuda söylediklerini gözden geçirin. Sizin geçmişinizde, bugün dilinize doladığınız o duyarlılık yoktur. Bu, bir itibar saldırısıdır ve ne yerli ne de samimidir.
Sonuç olarak; Sayın Trump’ın, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na duyduğu saygıyı “korku” diye etiketlemek, büyük bir diplomasi cehaletidir. Erdoğan-Trump ilişkisi, iki halk arasında karşılıklı güvenin inşasına katkı sağlamıştır. Bakanlıklar arası temaslar, ekonomik anlaşmalar ve stratejik iş birlikleri hâlen sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Bu tabloyu bozmaya çalışmak sadece Erdoğan’a değil, doğrudan Türkiye’ye zarar vermek anlamına gelir. Bu nedenle, Özgür Özel’e düşen görev, önce kendi söylemlerini sorgulamak ve sonra da ülkesinin çıkarlarını gözeten yapıcı bir muhalefet anlayışını benimsemektir.
Saygılarımızla,
Amerika’dan bir Türk medya çalışanı
Trump Media – Washington DC