Son zamanlarda ülke gündemine yeni bir kavram yerleşti ve bir anda dikkatler buna doğru yönlendi. Müsilaj, yani deniz salyası. Özellikle Marmara Bölgesinde başlayan ve yayılan, bitkiler ve bazı mikroorganizmalar tarafından üretilen kalın, yapışkan bir madde deniz yüzeyini kaplamış ve bu haliyle denizlerimizin geleceğini büyük tehlike altına sokarak bir an evvel tedbir alınması zorunluluğunu ortaya koymuştur.

Bilimsel olarak müsilaja deniz suyu sıcaklığının yükselmesi ve denizin durgunlaşması yanında en önemlisi çevre kirliliği ile denizlere sürüklenen atıkların sebep olduğu açıklanmaktadır. Açıkça evsel, kimyasal atıklarımızı çağımızın bilimsel teknolojilerinden uzak bir anlayışla denizlerimize boşaltarak buralardaki yaşamı tehlikeye attık. Şimdi iktidarı, muhalefeti bir araya gelerek acil eylem planları yaparak çareler aramaya başladık.

Bu arada çok önemli bir gelişme yaşandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi devreye girdi. Problemin çözümüne yönelik Komisyon kurulmasını kararlaştırdı. Demek ki tehlike büyük.

Evet, Denizlerimizi kirlettik, bilimsellikten uzak uygulamalarla sadece deniz canlılarının hayatlarını tehlikeye atmadık. Aynı zamanda insanların yaşamlarını etkileyecek tehlikeli sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verdik. Denizlerimiz bu duruma daha fazla tahammül edemedi ve adeta isyan etti. Yeter artık kandinize gelin dedi.

Aynı şekilde Toplum hayatımızın her alanında büyük bir kirlenmenin olduğunu ifade etmek abartılı bir tespit değildir diye düşünüyorum. Ticaretten Eğitime, Tarımdan Sanayiye, Adaletten Hukuka, Siyasetten Siyasi Uslüba, Ahlaktan Etik Değerlere akla gelebilecek her konuda büyük bir dejenerasyon yaşıyoruz. Toplumu birlikte yaşamaya sevk eden değerlerimiz aşınıyor.

Kutuplaşıyoruz.

Ayrışıyoruz.

Birbirimize karşı tahammülsüzleşiyoruz.

Bir kısmımız kendini sahip diğerlerini maraba görüyor. İlimden, bilimden fenden uzaklaşıyoruz.

Kısaca toplumsal kirlenme, çürüme her geçen gün artan bir hızla büyüyor. Tehlikeyi görelim. Bu gidişin sonu toplumsal müsilaj olmasın. Denizlerdeki müsilaj tehlikesine karşı toplumun tüm katmanları nasıl bir araya geldi ise çok geç olmadan yaşanabilecek Toplumsal Müsilaj tehlikesine karşı bir araya gelerek tedbir almanın zamanı gelmiştir veya geçmek üzeredir.

Denizlerdeki müsilajın bir çaresi elbet bulunur. Ancak Toplumsal müsilajın sonuçları denizlerdeki kadar hafif atlatılamayabilir. Bedeli çok ağır olabilir.


19 Mayıs 1919 tarihindeki şartları bir an için düşünelim. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde imkansız denileni başaran Türk Milleti bugün de her türlü olumsuzluğu aşacak karaktere ve iradeye sahiptir. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran felsefeye, ayarlara, değerlere, bilime, çağdaş gelişme bilincine ve iradesine samimi ve yürekten bağlı kalalım.

Av.Hikmet Ömeroğlu