Türklük ve Türkçülük ne demek? Siyasi liderler son haftalarda Türklük ve Türkçülük kavramları üzerinden sert tartışmalara giriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türküm ama Türkçü değilim" ifadelerini kullanırken ne demek istedi? MHP lideri Devlet Bahçeli ise "Türküz ve Türkçüyüz" şeklindeki ifadeleriyle Erdoğan'a yanıt verdi. Peki Türklük ve Türkçülük kavramları ne demektir? Kime Türkçü denir?

ERDOĞAN: TÜRKÜM AMA TÜRKÇÜ DEĞİLİM

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkçülük ve Türklük ile ilgili sözleri:

Kimse Türklüğünü inkar etmiyor ki? Ama Türkçülük yapmıyor. Ben Türküm ama Türkçü değilim. Böyle yaparsak dinimiz İslam ile çatışırız. İslam ırkçılığı reddediyor, ırkı reddetmiyor. Bu kararı kimi çevreler baskıcı ideolojilerine yakılmış bir yeşil ışık gibi algıladılar. Milletimize tepeden bakan, milletimizi kömürcü makarnacı diye aşağılayanlar uzun zaman sonra yeniden piyasaya çıktılar.

MHP LİDERİ BAHÇELİ: ELBETTE TÜRKÜZ VE TÜRKÇÜYÜZ

MHP lideri Bahçeli, meclis grup toplantısında Türkçülük tartışmaları üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki gösterdi. Bahçeli "Elbette Türküz ve Türkçüyüz" ifadelerini kullanırken, Türklük'ün masaya yatırıldığını söyledi.

TÜRKÇÜLÜK NE DEMEK?

Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında, Osmanlılık ve İslamcılık akımları karşısında, Avrupa'daki ulusçu akımların da etkisiyle, yeryüzündeki bütün Türkleri tek bir yurt ve tek bir bayrak altında birleştirmeyi amaçlayan akım, Turancılık.

TÜRKÇÜLÜK NEDİR?

Türkçülük akımı II. Meşrutiyet döneminde bir kültür akımı olarak ortaya çıkmıştır. 19'uncu yüzyılın ortalarında Avrupa'ya öğrenime gönderilen Tanzimat Dönemi gençleri ve sürgüne gönderilen Genç Osmanlılar batılı Türkologların yaptıkları çalışmalardan etkilenmişlerdir.

Osmanlıcılık ve İslamcılık akımında başarı elde edilememesi neticesinde, Türkçülük akımı zamanla siyasal bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Tarihte Türkçe konuşulan yerlerdeki ulusların Türk kökenli olduğu savunulmuştur. Bu birliğin sağlanabilmesi için ise Türklerin tarihleri incelenmiş, tarihte aynı dil, din, ülkü ve soy birliğini sağlayan Türk topluluklarının bir çatı altında birleştirilmesi gerektiği düşüncesi kabul edilmiştir. Türkçülük akımın ana hedefi bu olmuştur. Osmanlı Devleti'nin kurtuluşunun ancak Türkçülük kavramının kabulü ve çizdiği yollarda gidilerek sağlanabileceği düşünülmüştür. Yapılan politikalar, çalışmalar bu düşünce yapısının çerçevesinde gelişmeye başlamıştır.

Türkçülük akımının güçlenmesindeki etkenler kısaca şu şekilde özetlenebilir:

  1. Osmanlıcılık ve İslamcılık akımının beklenen etkiyi yaratmaması ve başarısızlıkla sonuçlanması bu akımın güçlenmesini sağlamıştır.
  2. Yönetimi ellerinde bulunduran İttihatçılar Türkçülük akımını desteklemişlerdir.
  3. Bağımsızlıklarını kazanan Balkan uluslarının birleşerek Osmanlı Devleti'ne saldırması ve yapılan mücadelelerde birçok Türk'ün mağdur olması, zorluklarla karşılaşması, halkın bu akıma doğru yönelmesini sağlamıştır.
  4. Avrupa'da görülmeye başlayan milliyetçilik akımları ve Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti'ndeki azınlıkları, gayrimüslimleri kışkırtma faaliyetleri sonucunda iki topluluk arasında meydana gelen üzücü olaylar, halkın bu akım etrafında toplanmasını hızlandırmıştır.
  5. Rusya ve Avrupa'da yaşayan Türklerin baskılar sonucunda Anadolu'ya göç ettirilmeleri, meydana gelen bu göçün başlama sebepleri, halkın yaşadığı büyük sıkıntılar, Osmanlı topraklarında yaşayan Türk halkının milli duygularını kabartmış ve bu akıma yönelmelerini sağlamıştır.

Türkçülük akımının en önemli kişilerinden biri olan Ziya Gökalp fikirleri ile Türkçülüğü şekillendirmiş, Jön Türk ideolojisiyle Tük inkılabı arasında güçlü bağlar kurmuştur. Türkçülük akımına bilimsel ve toplumsal bir boyut kazandırmayı başarmıştır.

Ziya Gökalp'e göre Osmanlı Devleti'nin kurtuluşu ve eski gücüne kavuşması üç temel esas üzerine meydana gelebilecektir.