Uzmanlar çocuklarda altı yedi yaş döneminde ortaya çıkan ve görülme sıklığı yüzde 5 ile 10 arasında olan geceleri alt ıslatma problemine müdahale edilmezse bu sorunun erişkinliğe kadar devam edebileceğini vurguluyor.
Peki ama çocuklar ve ebeveynler bu durum ile nasıl mücadele edebilir?
Uzmanlar çocukları altını ıslatan ebeveynlerin, havalandırılmak amacıyla balkona çıkan yataklara, her gün yıkanan çarşaf ve pijamalara ve çocuklarının mahcup tavırlarına alıştığını işaret ediyor. Halk arasında her çocukta görülebilecek bir durum olarak yorumlanan bu tablonun hafife alındığında bir alışkanlıktan öteye gidebileceğini hatırlatmakta fayda var.
Gündüz saatlerinde tuvalete çıkma bozukluğu bulunmayan çocukların yalnızca uykuda idrar kaçırma durumunun gece altını ıslatma olarak tanımlandığını belirten uzmanlar, bu durumun aile bağlarıyla ilişkili olduğunu savunuyor. Gece altını ıslatma sorunu gözlemlenen çocukların incelendiklerinde genellikle aile hikayesinin bulunduğunu ifade eden uzmanlar, hem anne hem de babada bu durum yaşanmışsa çocukta da gözlemlenme ihtimalinin arttığı üzerinde duruyor.
Genetik öykünün yanı sıra, idrar üretimi, düşük mesane kapasitesi veya mesane kaslarının istemsiz çalışmasının da bu durumu tetikleyebileceğini hatırlatan uzmanlar, bu durumun tanısının mutlaka uzman doktor tarafından konulması gerektiğini ve diğer organların da gözlemlenmesi gerektiğini paylaşıyor.
5 yaşın altındaki gece ıslatmalarının normal sayılabileceğinin üzerinde duran uzmanlar, yedi yaştan itibaren ıslatmanın azaldığını ancak bu yaşta devam eden durumun mutlaka incelenmesi gerekitğini vurguluyor.
