Nedeni tam olarak bilinmeyen depresyonun, çocukluk çağında yaşanan ruhsal travma, çevresel etkenler ve psikososyal zorlukların bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkabileceğini hatırlatmakta fayda var. Depresyonun yaşam boyu gözlemlenme sıklığının erkeklerde yaklaşık yüzde 10, kadınlarda ise yüzde 20 olduğunu işaret eden uzmanlar, yaşlılarda kullanılan ilaçların depresyona neden olabileceğini belirtiyor.

Bedensel hastalıkları bulunan yaşlıların fizyolojik işlevlerinde bozulmaların başladığını, yakınlarının kaybı, kullanılan ilaçlar gibi nedenlerle depresyonun ortaya çıkabileceğini vurgulayan uzmanlar, yaşlılarda depresyon belirtilerinin genellikle silik bir seyir izlediğinin altını çiziyor.

Bu nedenle yaşlılara depresyon tanısının konulabilmesinde gecikmelerin olduğunu hatırlatan uzmanlar, kronik hastalarda depresyon görülme sıklığı yüzde 50'lerin üzerine çıkmakta olduğunu savunuyor. Söz konusu hastalıklardan birinin demans olduğunu da kaydeden uzmanlar, demans ile depresyonun birlikte görülme olasılığı da yüzde 20-50 arasında oldukça yüksek olduğunu ifade ediyor.

Yaşlılarda intihar olgusunu akılda tutmak gerektiğini vurgulayan uzmanlar, her yaş grubunda olduğu gibi depresyonunda yaşlılarda aynı prensipte çalıştığını hatırlatıyor. Yaşlılarda depresyon tedavisi sırasında kullanılan ilaçlarla antidepresanların etkileşimini mutlaka göz önüne almak şarttır.

İlaçlara mümkün olduğu kadar düşük dozda başlanılması geretiğini belirten uzmanlar, ilaçlar, alınan yanıta göre yavaş yavaş artırılması gerektiğini vurguluyor. Çoklu ilaç değil, tek ilaç tercih edilmelidir. Hastalığın kliniği de dikkatle alınarak, mümkünse sedasyon yapmayan ve düşmelere sebep olmayan ilaçlar seçilmelidir. Bu nedenle Benzodiazepinlerden, Trisiklik- Tetrasiklik antidepresanlardan uzak durmak gerekir.