Ayrıca virüsün çoğalarak hücre içerisine girmesini engelleyen yeşil çayın virüs ilaçlarından ve antibiyotiklerden farklı olarak polifenollere karşı mikropların direnç geliştiremediğini de hatırlatan uzmanlar, yeşil çay ile birlikte ıhlamurun karıştırıldığında önemli bir sonucun elde edilebileceğini de dile getiriyor.

Ihlamurun ihtiva ettiği müsilajın yoğun kıvamı ile yeşil çay içerisindeki polifenollerin (epigallokateşinler) ağız içerisinde daha uzun süre kalarak, daha uzun süre etkisini göstermesini sağlayacağını vurgulayan uzmanlar, adaçayı ve tarçının içerisindeki sineol ve öjenol gibi uçucu bileşenler virüs enfeksiyonu nedeniyle zayıflayan bağışıklık sistemimizde fırsatçı mikropların gelişmesini engelleyebildiğini hatırlatıyor.

Uzmanlar tarafından gerçekleştirilen klinik çalışmalarda özellikle adaçayının içerisine eklenen ekinezya damlasının dezenfektan gargara görevi gördüğünü paylaşan uzmanlar, İsviçre'de hastanelere son 3 gün içerisinde boğaz ağrısı şikayeti ile hastaneye başvuran 155 gönüllü üzerinde yürütülen bu çalışmada, bileşiminde ekinezya ve adaçayı içeren gargaranın 5 gün süre ile günde 10 defa kullanılması ile üçüncü günden başlayarak etkili olduğu gözlenmiş.

Deneyde paralel olarak bir başka grup hastada yürütülen çalışmada 2 saat ara ile ağıza sıkılan bir dezenfektan çözeltisinden (klorhekzidin/ lidokain) daha yüksek etki bulunmuş. Bu bence çok dikkat çekici bir sonuç.

Sonuç olarak, içerisinde bulunduğumuz şu günlerde doğanın bizlere sunduğu bu etkili ve güvenilir silahlardan yararlanmak en akılcı yaklaşım olacaktır. Hiç şüphesiz, öncelikli hedef 'hastalığa yakalanmamak', bu konuda bağışıklığı destekleyici bu tip ürünler koruyucu olarak yararlı olabilmektedir. Hastalığa yakalanma durumunda ise bu tip ürünlerden uygulanan temel tedavinin yanı sıra şikayetlerin hafifletilmesinde yararlanılması düşünülebilir.