Çevremizdeki hemen hemen herkesin boğaz ağrısı, boğazda yanma, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, geniz akıntısı, öksürük, yüksek olmayan ateş, halsizlik gibi semptomlar yaşadığını belirten uzmanlar, bu gibi şikayetlerle karşılaşan kişilerin hemen antibiyotiğe sarılmaması gerektiğini hatırlatıyor.

Çünkü bu belirtiler karşısında antibiyotik kullanımının hem genel toplum sağlığı hem de kişinin kendi sağlığı için son derece gereksiz ve yanlış olduğunu belirten uzmanlar, bilinçsiz antibiyotik kullanımının pek çok antibiyotiğe dirençli bakterilerin gelişimine sebep olmakta ve toplum sağlığına ciddi boyutlarda tehdit oluşturduğunu dile getiriyor.

Eczanelerden reçetesiz ilaç kullanıp, basit burun spreyleri bile olsa virüslerin güçlenmesine sebebiyet vereceğini açıklayan uzmanlar, internetten kaynağı belirsiz yazı ve önerileri dikkate alıp kendi tedavi yöntemlerine bilinçsizce karar verip, uygulamaktan kaçınmaları gerektiğini belirtiyor. Ateşin 37.5 santigradın üstüne çıkması, kırgınlığın ve halsizliğin artması, hastalığınızın 5-7 günden uzun sürmesi, bahsettiklerimiz dışında farklı bulgular ile karşılaşılması durumunda mutlaka hekime başvurulması gerekir.

Unutmayalım ki basit enfeksiyonlar ciddi rahatsızlıklara dönüşebilir, hatta bağışıklık sistemi zayıf hastalarda ölümlere dahi neden olabilir. Salgın hastalıklar sonucu oluşan enfeksiyonlar kronik hastalığı olanlarda daha ciddi tablolara neden olabilmektedir. Örneğin astım gibi kronik akciğer hastalıklarında daha ağır seyredebilmekte; bağışıklığı baskılanmış kişilerde ise hastaneye yatırılmayı gerektirecek durumlara varabilmektedir.

Kış hastalıklarıyla baş edebilmenin en önemli kuralı; dengeli beslenmeye özen göstererek, düzenli egzersiz yaparak, düzenli ve yeterli uyku alarak, stres ve kaygıdan mümkün mertebe uzak durarak bağışıklık sistemimizi sağlam tutmaktır. Doğal ve yeterli besleniyor, mevsiminde yetişen meyve ve sebze tüketiyorsanız hekiminiz tavsiye etmedikçe ek vitamin veya diğer gıda takviyelerini kullanmanız da gereksizdir.

Bu hastalıklara neden olan virüsler şeklini değiştirebilme özelliğine sahiptir. Her sene farklı şekillerde karşımıza çıkar ve üretilen aşılarda bu forma göre hazırlanır. Kısaca bizim yaptırdığımız aşılar daha önce hastalık yapmış virüs tipine karşı koruyuculuk sağlar. Yeni oluşmuş virüs tipleri bizi aşı olmamıza rağmen etkileyebilir.