Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık kanserli bölgenin net bir şekilde görülebildiğini ve her hastaya uygun tedavinin gerçekleştirebildiğinin altını çizen uzmanlar, bu tedavi sayesinde sadece tümöre yüksek doz verirken sağlam dokuyu maksimum oranda koruyabildiğini belirtiyor.

Bazı sebeplerle ameliyat olamayan, erken dönem akciğer tümörleri için radyo-cerrahi yöntemi kullanılabildiğini işaret eden uzmanlar, nokta atışı olarak adlandırılan yalnızca tümör bölgesine çok yüksek doz verilerek cerrahiye yakın başarı ile tedavi edilebildiğini paylaşıyor.

Radyoterapinin 5 ile 8 hafta sürebilen bir tedavi iken yeni dönemde üstün teknoloji özellikleri sayesinde 3 veya 5 tedavide eskiden uzun sürelerde yapılan tedavileri kısa sürede ve güvenli bir şekilde yapabildiğini savunan uzmanlar, uygun prostat kanserli hastalara 5 günlük tedavide normalde 8 hafta süren tedaviyi gerçekleştirebildiğinin altını çiziyor.

Hastanın bu tedavi ile kısa sürede normal hayatına dönebildiğini de açıklayan uzmanlar, tedavi süreleri de 2-3 kat daha hızlı gerçekleşmekte böylece özellikle ağrılı hastalarda cihazda uzun süre hareketsiz kalmanın getirdiği sorunlarla karşılaşmadan hızlı güvenli bir tedavi yapılabildiğini dile getiriyor.

Cerrahi ve kemoterapi uygulanan hastalarda kısa süreli de olsa yaşam kalitesi etkilenebiliyor ancak radyoterapi iyi bir planlama ve uygun cihazlarla günlük yaşamına devam edebildiklerini açıklayan uzmanlar, radyoterapi esnasında yan etki seyrek ve hafif düzeye olduğu için tedavi sırasında rutin iş ve yaşantılarına devam etmelerini önerdiklerinin de altını çiziyor.