İlk ilişki sırasında eşini itme, kendini geriye doğru çekme, bacaklarını kapatma, hızlı soluk alıp verme ve ağlama nöbetleri şeklinde ortaya çıkabilen vajinismusun, erteleme ve kaçınma hastalığı olduğunu kaydeden uzmanlar, çiftlerin çoğunlukla durumun geçici olduğunu, zaman ile ortadan kalkacağını düşündüklerini paylaşıyor.

Fakat aylar hatta yıllar geçmesine rağmen vajinismusun devam ettiğini ifade eden uzmanlar, hastaların çocuk sahibi olamama baskısı ile evliliklerde çatışmaların hatta depresyonların da yaşanabileceği üzerinde duruyor.

Bilinmeyenden korkma, ağrı ve acı korkusu, kızlık zarını yitirme, cinsel mitler ve tabular, yanlış inanışlar ve küçüklükten itibaren akla kazınan söylemlerin vajinismusu tetiklediğini savunan uzmanlar, bunların yanı sıra daha pek çok psikolojik sebep sayabileceğini kaydediyor.

Bu hastalıktan kurtulmak için yapılması gereken ilk şeyin hastalığın tanısının konulması olduğunu belirten uzmanlar, erkek cinsel işlev bozukluğu nedeniyle ilişkiye giremeyen çiftler yanılarak vajinismus olduklarını düşünebileceğini bu nedenle tanı konulurken mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini hatırlatıyor.

Kolayca teşhis edilebilen ve yüzde yüz tedavi edilebilir bir hastalık olan vajinismusun tedavi sürecinin hastaya bağlı olarak değişiklik gösterdiğini belirten uzmanlar, tedavi olmaya istekli ve motivasyonu yüksek hastaların çoğunlukla bir hafta gibi kısa bir sürede iyileştiğini paylaşıyor.